Yazar : Deniz C. KOŞAR - Mehmet YILMAZ
Türü : Özgün Makale
Baskı Yılı : Temmuz 2020
Doi Number : http://dx.doi.org/10.29228/ijiia.112
Sayı : 10
Dönem : 5.Cilt Haziran/Temmuz Yaz Dönemi
Tarih : 2020-02-07 15:17:42
ÖZET
Günümüz sosyo-kültürel ve sosyo-politik ortamını tanımlayan ve üzerinde tartışmalar süren hakikat-sonrası problematiği düşünüldüğünde hakikatin neliği ve özellikle gerçeklik bağlamında yanılsama ve imge dünyasının temel taşıyıcısı olan sanat alanının hakikat ile ilişkisi önemli bir noktada yer almaktadır. Birçok felsefeci ve düşünür daha çok felsefe alanının içinde yer alan hakikat kavramı ile sanat arasındaki ilişkiyi tartışmıştır ancak hakikatin belirsiz ve tartışmalı doğası bu tartışmaları da belirsizliğe sürüklemektedir. Diğer taraftan günümüz özgürlük söyleminin merkez edinildiği neoliberal kapitalist dünya kendisine ve kurumsallaşma ile paradoksal bir ilişki içerisinde olan sanatı postmodern bir söylemle iç-etmektedir. Kurumsallığa yapılan eleştiri sanatın muğlak ilişki alanını belirginleştirmiş, sanatı nesne merkezli görüşün dışına taşıyarak kavramsal sanat gibi daha fikirsel çekirdeğini ortaya çıkarmıştır. Diğer taraftan günümüz düşünsel yapısına uygun şekilde gelişen sanal gerçeklik, arttırılmış gerçeklik gibi teknolojik uygulamalar ve onların kolay ulaşımı var olan gerçekliğimizi tanımlamamız konusunda imge ve algı dünyamızı da değiştirmektedir. Buradaki yapısal değişiklik hem olumlu hem de olumsuz bir sayılabilecek bir açıda yer almaktadır ve gerçeklik ile ilişkimiz kurmaca ve yalan ile karmaşıklaşmakta neyin gerçek neyin olmadığı konusunda bizleri belirsiz bir konuma sürüklemektedir. Buradaki temel nokta şüphesiz hakikat ile ilişkimizde yer almaktadır; yani hakikate ulaşıp ulaşamamak asıl mesele haline gelmektedir. Çünkü, Foucaultcu bakışla, bir bilgi bizim gerçekliğimizi biçimlendirirken aynı zamanda hakikatimizi de oluşturmaktadır. Bu bağlamda, bilgi üretiminin ve teknolojilerinin sahibi hakikatimizin de sahibi ve kontrol edeni haline gelmektedir. Bir bilgi biçimi olarak sanatsal bilgi burada oldukça kritik bir yerde yer alır. Bu metinde, tüm bu bağlamlarda yer alacak şekilde, felsefi olduğu kadar sanatın içerisinden de bir bakışla gerçeklik hakikat ilişkisi irdelenmekte, konuyla ilgili temel görüşlere yer verilerek bir hakikat tartışması yürütülmektedir.
Anahtar Kelimeler
Sanat, Gerçeklik, Hakikat, Yalan, Kurmaca
ABSTRACT
Considering the post-truth problematic that defines today's socio-cultural and socio-political environment and discussions on it, the relations between the field of art, which is the concept of truth and especially the relations between the field of art, which is the main carrier of illusion and image world in the context of reality and truth, is at an important point. Many philosophers and thinkers have mostly discussed the relations between the concept of truth and art, which lies within the field of philosophy, but the uncertain and controversial nature of truth also drives these debates into ambiguity. On the other hand, the neoliberal capitalist world, in which today's discourse of freedom is centralized, appropriates the art that has a paradoxical relation with institutionalization and the neoliberal capitalist world by a postmodern discourse. The criticism of institutionalization has clarified the ambiguous relationship field of art, which has brought the art out of the object-centered view, revealing its more intellectual core, like conceptual art. On the other hand, technological applications such as virtual reality, augmented reality that develops by today's intellectual structure, and their easy access changes our image and perception world in terms of defining our existing reality. The structural change here takes place at an angle that can be considered both positive and negative, and our relations with reality is complicated by fiction and lies, leading us to an uncertain position about what is real and what is not. The basic point here is undoubtedly in our relations with truth; that is, whether or not to reach the truth becomes the main issue. Because, with a Foucaultian perspective, while knowledge shapes our reality, it also constitutes our truth. In this context, the owner of information production and technologies becomes the owner and the controller of our truth. Artistic knowledge as a form of information is located in a very critical place here. In this text, the reality-truth relations are examined from a point of view not only in philosophy but also in art, and a truth debate is carried out by including basic views on the subject.
Keywords
Art, Reality, Truth, Lie, Fiction