Yazar : Derya EMİR
Türü : Özgün Makale
Baskı Yılı : Aralık 2018
Doi Number : http://dx.doi.org/10.29228/ijiia.5.48
Sayı : 5
Dönem : 3. Cilt
Tarih : 2018-06-06 11:07:51
ÖZET
ÖZET
1847 yılında yayınlanan ve İngiliz edebiyatının klasikleri arasında yer alan Emily Brontë’nin Uğultulu Tepeler adlı romanı, yazarın tek romanı olup hem romantizm akımının hem de Victorya döneminin edebi özelliklerini yansıtmaktadır. Eser lineer olmayan (non-linear) bir kurgu yapısına sahip olmakla birlikte, iki farklı anlatıcı kullanılmasından dolayı da dönem itibariyle yenilikçi bir anlatım tarzı sunmaktadır. Romanın başkahramanları olan Catherine ve Heathcliff, şehir ve toplum hayatından uzakta tutkulu ve yasak bir ilişki yaşamaya çalışırlar ancak Victorya gelenekleri ve sosyal baskı iki karakterin beraberliğine izin vermez. Eser, Romantizm akımının etkisinin yanı sıra gotik özellikler de taşımaktadır. Roman, kayalıkların tepesine inşa edilmiş ve rüzgârın dinmeyen uğultusunu barındıran Uğultulu Tepelerde yaşanan gizemli olayları, karanlık ve kasvetli doğa tasvirini, tavan arasında görülen Catherine’in hayaletini ve çoğu karakterin ansızın ölümleri gibi pek çok Gotik roman özelliklerini barındırır. Romanın başkahramanlarından olan Catherine, daha romanın ortalarında yaşamını yitirir ve zaman zaman dolaşan ruhu Heathcliff için sevgilisiyle yeniden beraber olabilme fırsatıdır. Yaşarken gerçek aşkına kavuşamayan Catherine için ise ölüm bir bakıma sosyal sınırlamalar, baskılar ve geleneklerden kaçış ve sevgilisine hayalet olarak da olsa kavuşma fırsatıdır. Romanın ilk bölümünde Bay Lockwood’a görünen Catherine’nin hayaleti edebiyatta “vampir kadın” imgesini de barındırmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Emily Brontë’nin Uğultulu Tepeler romanında Catherine Earnshaw karakteriyle Victorya dönemindeki cinsiyet politikalarının eleştirisi olarak edebiyatta “vampir kadın” temasını nasıl işlediğini analiz etmektir.
Anahtar Kelimeler
Uğultulu Tepeler, Catherine Earnshaw, vampir kadın, Gotik roman
ABSTRACT
ABSTRACT
Published in 1847, Emily Brontë’s only novel, Wuthering Heights, is considered to be among the classics of English Literature and the novel includes the literary trends of both Romantic Movement and Victorian Period. The novel has a non-linear narration and it also includes two different narrators, which make the work innovative in respect to its period. The protagonists, Catherine and Heathcliff, have a passionate love but the social limitations and restrictions of the society do not allow their union. The novel also includes some gothic elements such as mysterious events at Wuthering Heights, located at the top of crags where the sound of the wind never ends, the description of dark and gloomy nature, appearance of Catherine’s ghost in the attic room, or abrupt deaths of many characters. Catherine Earnshaw dies near the middle of the novel but her death is in a way a chance for Heathcliff to re-unite with his lover, Catherine. For Catherine, death is an escape from the limitations and restrictions of the society as well as a chance for her to re-unite Heathcliff even in the form of a ghost. The ghost of Catherine, whom Mr. Lockwood comes across in the very beginning of the novel, can be associated with the image of ‘female vampire’ in literature. The aim of this study is to examine how Emily Brontë portrays Catherine Earnshaw as a ‘female vampire’ in literature in order to criticize the sexual politics and gender roles in Victorian Period.
Keywords
Wuthering Heights, Catherine Earnshaw, female vampire, Gothic novel