Yazar : Şebnem GÖKÇEN
Türü : Özgün Makale
Baskı Yılı : Aralık 2018
Doi Number : http://dx.doi.org/10.29228/ijiia.6.68
Sayı : 6
Dönem : 3.Cilt Kasım/Aralık Kış Dönemi
Tarih : 2018-10-20 01:23:51

ÖZET

Kamusal sanatın 1980 sonrası dönemde kamusal alanda salt estetik bir dokunuş olmanın ötesinde sosyal bütünleşme ve mekânsal aidiyet duygusunu artırdığı, kentsel mekânların canlandırılmasına katkıda bulunduğu, yaşam kalitesini yükselttiği, kimlik vererek görünürlük yarattığı, ziyaretçi nüfusu, kültür aktörleri (yaratıcı sınıf) ve yatırımları çektiği ve kültür ekonomisiyle girdi teşkil eden faaliyetleri tamamlayıcı olduğu savunulmaktadır. Bu yönüyle kamusal sanat özellikle kültür eksenli dönüşüm süreçleri için bir deva misyonu taşımaya başlamıştır. Bu makalenin amacı kentlerin yüzünü 21. yüzyıla dönen duruşlarında kamusal sanatın ne şekilde ele alınabileceği ve kültür politikalarının nasıl işlev görebileceğine ilişkin uygulamaları ve ardındaki ilkesel çerçeveyi ortaya koymaktır. Bu doğrultuda öncelikle kamusal sanat olgusunun içeriğini belirli kategoriler çerçevesinde tartışmak, sonrasında farklı zaman ve coğrafyaların üretimi olan kimi örnekler üzerinden kamusal sanatın kentsel tasarım ve planlamadaki rolünü ortaya koymak ve kültür politikaları içerisinde kamusal sanatın kentsel yeniden yapılanma süreçleri ile nasıl ilişkilendirilmekte olduğunu tartışmak amaçlanmaktadır. Bugün kentlerin pazarlanma hedeflerinin kültür ekonomisi ile ilişkilendirilmesi doğrultusunda kamusal sanatın kentsel dönüşüm süreçleri içerisindeki yerine ilişkin tartışmalar “kültür/sanatın üretimi”, “kültür/sanat üreticileri”nin kentteki kalıcılığı ve “kültür/sanat tüketimi”nin kentsel ekonomik girdi boyutu olmak üzere üç temelde tartışılabilir. Burada, kültür/sanat alanlarına ilişkin üretim, tüketim ve yaratıcı işgücünün kültür-eksenli kentsel dönüşüm için esas algoritmayı oluşturduğu söylenebilecektir. Ancak kültür-eksenli kentsel dönüşümün kültür/sanata ve sanatçılara/tasarımcılara atfettiği rol değişkendir ve sanat ve sanatçıların kentlerin yenilenmesinde/dönüşümünde bir dinamo etkisi yaratmaları amaçlı sürece dahil edilmelerine karşın imaj ve kimlik hedefleri ile dönüşen kentsel mekanlardaki yeni düzenin sonrasında yerel sanat gruplarının ekonomik sistem dışı bırakılması söz konusudur. Kamusal sanatın artan önemi ve etkinliği açısından neredeyse küresel ölçekli bir fikir birliği olmasına karşın, ortaya çıkan resim pürüzsüz olmayıp, benimsenen deva misyonunun ardında çözümlenmesi gereken sorun alanlarının bu anlamda farkında olunmalıdır.

Anahtar Kelimeler

kamusal sanat, kültür-eksenli kentsel dönüşüm, yaratıcı kent, kültür ekonomisi

ABSTRACT

Beyond the aesthetic touches upon public sphere in the post-1980 period, public art has been advocated on the basis that it helps develop sense of belongingness and social cohesion, aids in revitalization of urban spaces, raises quality of life, develops sense of identity, contributes to civic identity via gaining visibility, attracts visitors, the creative class and investments and complements all activities that provide input to the cultural economy. Given this, public art has begun to act as a panacea for culture-led urban regeneration processes in particular. This article intends to dwell upon the ways of how public art can be analyzed for cities of the 21st century and the ways of how and through what kind of an objective framework cultural policies can take a stance within this course. In line with this, the article reviews the phenomenon of public art in different categories, examines its role upon urban design and planning from the lens of different times and geographies and discusses the relations between public art as part of cultural policies and the course of urban restructuring. At the interface of urban marketing and cultural economy today, the mainstream debate concerning the role of public art in urban regeneration can be grounded upon three discussions such as “production of culture/art”, “producers of culture/art” as permanent inhabitants of the city and the considerations of economical input from “consumption of culture/art”. Here, the production, consumption and creative labour in fields of culture/art altogether provide the main algorithm for culture-led urban regeneration. Yet, the role attributed to culture/art and artists/designers in culture-led regeneration appears to vary considerably. Despite the inclusion of art and artists in urban renewal/regeneration processes for the triggering impact of their presence for purposes of image and civic identity, it is a fact that local groups of art remain excluded from the economic system once the new order prevails. Whereas it is evident that there is an almost global consensus on the importance and considerable impact of public art, there emerges no smooth picture, which requires that one should be aware of the underlying problems waiting to be unraveled behind being the so-called panacea.

Keywords

public art, culture-led urban regeneration, creative city, cultural economy
Contact Us

We're not around right now. But you can send us an email and we'll get back to you, asap.

Not readable? Change text. captcha txt

Start typing and press Enter to search