Modayla çirkinlik kavramının aynı söz diziminde düşünülmesi, ilk bakışta alışılmışın dışında bir düşünce gibi görünebilir. Çünkü modern dünyayla birlikte tüketimin odağına konumlanan modanın çirkin olanla yan yana anılması kendi içkin doğasına oldukça aykırı bir düşüncedir. Modanın ortaya çıktığı andan itibaren döneminin güzellik anlayışına yakın ve hatta estetik kaygı güdümüyle kendisinin de güzel olanın yaratımında bizzat etken olduğu düşünüldüğünde “güzel”liğin tam zıttı olarak konumlanan “çirkin”liğin modada şu ya da bu biçimdeki (diğer sanat alanlarında var olduğu gibi) varlığı da yadsınmaz bir gerçektir. Tam da bu noktada çirkinlik kavramına tematik ve görsel bir perspektiften bakmak mümkündür. Modada alışılmışın dışına çıkan görünümler bizi öznel açıdan çirkinlik kavramından söz etmeye götürürken, tematik bakımdan da bu kavram tasarıma yansıtmak istenen bilinçli bir zihinsel tavır olabilmektedir. Bu çalışma, çirkinliğin bir “kavram” olarak ele alınıp moda tasarımcılarının bu kavrama ne şekilde yaklaştıklarının sorgulanacağı nitel bir araştırma türüdür. Böylece çirkinlik kavramına moda tasarımcılarının perspektifiyle nasıl bakılabileceği ortaya konulmuş aynı zamanda yeni ve farklıyı arama yolundaki zihinlere yönlendirici bir değer kazandırması amaçlanmaktadır. Ulaşılabilen kaynaklardan edinilen bilgilere göreyse çirkin’liğin güzellikten çok daha düşünsel bir edim gerektirdiğini, bu amaçla da tasarımcıların izleksek tavırlarını çirkinlik kavramı üzerinden okunma yolunu seçmiştiklerini söylemek mümkündür.Aynı zamanda bu durumun bilinçli bir seçimin sonucunda izleyicinin de duygularını harekete geçirerek kollektif bir bellek oluşumuna katkı sağlandığı da görülmüştür.

Moda tasarımı, Çirkinlik, Uyumsuzluk, Güzellik, Kavram.