Author : Mustafa Hikmet AYDINGÜLER
Type : Özgün Makale
Printing Year : Temmuz 2023
Doi Number : http://dx.doi.org/10.29228/ijiia.197
Number : 16
Term : 8. Cilt Haziran/Temmuz Yaz Dönemi
Date : 2023-05-03 16:45:11
ABSTRACT
Görüntünün devinimli şekilde gösterilmesiyle oluşturulan anlam üretme teknolojisine sinema denilmektedir. Sinema filmleri ortaya çıktığı 1895 yılından günümüze insanların düşünmesine, farklı kültürler hakkında bilgi sahibi olmasına hatta oyuncuları ile duygusal bağ kurmasına sebebiyet veren bir sanat olmuştur. Ses ve görüntü öğelerinin kontrollü bir biçimde bir araya getirilmesi ile filmler öykü kazanmaya başlar. 1939-1945 yılları arasında radyonun propaganda amacı ile kullanılması ve İkinci Dünya Savaşı sürecinde toplum üzerinde olan etkilerinin görülmesi medya araçlarının önemini göstermiştir. Savaş sonrası dönemde de mesajı hızlı aktarabilme, kitlelere erişebilme gibi özellikleri sebebinden dolayı sinema filmleri işlevsellik kazanmıştır. Sinema endüstrisinin gelişimi senaryo yazım süreçlerini de geliştirmiş ve kısıtlı süre içeren filmlerin en etkili biçimde mesaj iletebilecek anlatılarla aktarılmasını zorunlu kılmıştır. Sinema filmlerinde düz anlatım ile doğrudan mesaj vermek yerine çeşitli semboller, kamera açıları kullanımı, oyunculuk ve kostüm kullanımı gibi alternatif anlatı biçimleri ile içerik zenginleştirilmeye çalışılmıştır. İçeriğin anlatı bakımından zenginleşmesini sağlayan bu öğeler gösterge olarak izleyicilerin karşısına çıkar. Bu makalede göstergebilimsel çözümleme yöntemleri esas alınarak film analizi yapılmıştır. Ferdinand de Saussure’ün göstergebilim kuramı ve Roland Barthes’ın anlamlandırma yönetiminden yararlanılarak göstergebilimsel analizi yapılan film, senaryosunu Yavuz Turgul’un yazdığı ve yönettiği 1996 yapımı Eşkıya filmidir. Bu makale kapsamında film içerisinden seçilen belirli sahneler, olaylar ve karakterler göstergebilimsel olarak analiz edilecektir.
Keywords
Eşkıya, Türk Sineması, Göstergebilim, Film Çözümlemesi, Sinema
ABSTRACT
The technology of producing meaning created by showing the image in motion is called cinema. Since its emergence in 1895, motion pictures have been an art that causes people to think, to learn about different cultures and even to establish emotional bonds with their actors. With the controlled combination of sound and image elements, movies begin to gain a story. Between 1939 and 1945, the use of radio for propaganda purposes and its effects on society during the Second World War showed the importance of media tools. In the post-war period, motion pictures gained functionality due to their ability to convey messages quickly and reach the masses. The development of the cinema industry has also improved the script writing processes and made it compulsory for films with limited time to be conveyed with narratives that can convey messages in the most effective way. Instead of giving a direct message through direct expression, alternative narrative forms such as the use of various symbols, camera angles, and even acting and costumes have been used to enrich the content. These elements that enrich the content in terms of narrative are presented to the audience as signs. This article analyzes the film based on semiotic analysis methods. The film analyzed semiotically by making use of Ferdinand de Saussure’s understanding of sign and Roland Barthes’ management of signification is the 1996 film Eşkıya, written and directed by Yavuz Turgul. Specific scenes, events and characters selected from the film will be analyzed semiotically.
Keywords
Eşkıya, Bandit, Turkish Cinema, Semiotics, Film Analysis.